"Afrika Risk Altında" - Afrika üzerine makaleler (1)
Afrika’da 800 milyon kişi açlık, hastalık ve savaş altında yaşamaktadır. Afrikalıların yüzde kırkı günlük bir dolardan daha az bir parayla yaşamaktadır. Yılda yaklaşık iki milyon Afrika’lı açlık ve başta AIDS olmak üzere çeşitli hastalıklardan ölmektedir. Geçen elli yılda Afrika 186 askeri darbeye, 26 geniş çaplı çatışmaya tanıklık etmiştir. İnsanlar soykırım, savaş suçları, etnik temizleme tehlikesiyle yaşamaktadır.
6 Temmuz 2005 tarihinde başlayan G8 Zirvesi, 7 Temmuz tarihinde Londra’da yaşanan trajik bombalama olaylarının gölgesinde kaldı. Toplantıya başkanlık yapan Tony Blair aynı gün Londra’ya gitmek zorunda kaldı. Bu nedenle G8 çalışmaları ve sonuç bildirisinin açıklanması belli bir süre ertelendi.
Zirvede ele alınan temel iki konu Afrika’daki fakirliğin önlenmesi ve tarihe gömülmesi, diğer önemli konu ise global ısınmaya karşı alınması gereken önlemler.
Öte taraftan Afrika’lı liderler de G8 liderlerinin Afrika’nın lehine karar almaları için çalışmalar yapmaktadır. Geçtiğimiz hafta 53 Afrika’lı lider Libya’da toplandı. Liya lideri Muhammet Kaddafi’nin ‘zenginlerin kapısında dilencilik yapmayın. Size para verenler kıyafetlerinizi de değiştirmenizi ister’ sözü toplantıya damgasını vurdu. Afrika’lı liderlerin önünde iki temel durum var: Birincisi zengin devletlerden Afrika’ya ‘adil ticaretin yapılması’ ‘borçların iptal edilmesi’, ‘verilecek kredilerin şartsız olması’ istekleri. İkincisi ise Afrika’lı liderlerin kendi toplumlarına yönelik yolsuzluğun önlenmesi, demokratikleşme, yönetimin şeffaflaşması ve demokratik sorumluluk mekanizmalarının kurulması, çok partili seçimlerin yapılması, hukuk devletinin tesis edilmesi, eğitimin gelişmesi ve gelirin eşit bölüşümü gibi sosyal, ekonomik ve siyasal alanlarda yapılması gerekenler.
Zirveden çıkan sonuçların başında Afrika ülkelerine 50 milyar dolar yardım gelmektedir. Filistin’e 3 milyar Dolar yardım, bazı ülkelerin borçlarının iptal edilmesi, bazı ülkelerin de gerekli şartları yerine getirmesi halinde borçlarının silinmesine karar verildi. Ticaret bariyerlerinin kaldırılmasına yönelik karar alınmadı. Zirvenin önemli konularından olan global ısınmanın önlenmesine yönelik kararlar da alınmadı.
Afrika’nın temel sorunu modernleşmedir. Afrika nasıl modernleşecektir Bir ülke nasıl kalkınır? Ülkelerin kalkınma gücü kendi kaynaklarında aranmalıdır. Kaynaklar denildiğinde ekonomik kaynaklarla birlikte toplumsal kültür, toplumsal enerji, bireylerin sorunlarını çözmek için gereken bilgiler ve motivasyonlarıdır. Modernleşmenin karşısında engel olan gelenekler nelerdir? Bu geleneklerin değişmesine yönelik neler yapılmaktadır? Fakirliğin ortadan kaldırılması dış yardımla değil toplumda oluşturulacak iyi bir atmosferle mümkündür. Bu nedenle Afrika’nın yardımdan önce adalete gereksinimi vardır.
Birleşmiş Miletler Gelişime Programı verilerine göre Dünya gelirinin yüzde seksenini Dünya Nüfusunun yüzde yirmisi almaktadır. Dünya gelirinin yüzde birini ise Dünya nüfusunun yüzde bir almaktadır. Görüldüğü gibi Dünya nüfusunun yüzde yirmisi açlık ve sefalet altında yaşamaktadır. Libya’daki toplantıda Afrika devletlerinin sınırları kaldırması ve Afrika pasaportunun oluşturulması da tartışıldı. Bu konunun yaşama geçirilmesi için devletlerin kurumlaşması, iç ve dış çatışmaların ortadan kaldırılması ve Afrika’da gelir dağılımının dengelenmesi gerekir. Bu nedenle sınırların kaldırılması ve Afrika pasaportunun yaşama geçirilmesi için çok uzun bir zamanın geçmesi gerekmektedir.
Afrika’da fakirliğin önlenmesi için yapılması gerekenlerin başında teknolojinin geliştirilmesi, tarımsal üretimin artırılması, nüfus artışının kontrol edilmesi, kültür ve geleneğin gelişmelere açık hale getirilmesi, gelir dağılımının eşitlenmesi, toplumsal cinsiyet anlayışının ortadan kaldırılması ve kadınların sosyal, ekonomik ve siyasal yaşama aktif olarak katılması, örtülü kolonileşmenin de ortadan kaldırılması, çokuluslu şirketlerin, ve global güç ilişkilerinin olumsuz etkilerinin ortadan kaldırılması, ithalat ihracat dengesinin sağlanması, yabancı borçların silinmesi gelmektedir. Kapitalist üretim anlayışının dünya ticaret dengesinde yol açtığı olumsuz etkiler ortadan kaldırılmalıdır.
H.İbrahim Bahar / USAK Stratejik Gundem
Makale Kaynağı: http://www.usakgundem.com/yazarlar.php?id=79&type=6
6 Temmuz 2005 tarihinde başlayan G8 Zirvesi, 7 Temmuz tarihinde Londra’da yaşanan trajik bombalama olaylarının gölgesinde kaldı. Toplantıya başkanlık yapan Tony Blair aynı gün Londra’ya gitmek zorunda kaldı. Bu nedenle G8 çalışmaları ve sonuç bildirisinin açıklanması belli bir süre ertelendi.
Zirvede ele alınan temel iki konu Afrika’daki fakirliğin önlenmesi ve tarihe gömülmesi, diğer önemli konu ise global ısınmaya karşı alınması gereken önlemler.
Öte taraftan Afrika’lı liderler de G8 liderlerinin Afrika’nın lehine karar almaları için çalışmalar yapmaktadır. Geçtiğimiz hafta 53 Afrika’lı lider Libya’da toplandı. Liya lideri Muhammet Kaddafi’nin ‘zenginlerin kapısında dilencilik yapmayın. Size para verenler kıyafetlerinizi de değiştirmenizi ister’ sözü toplantıya damgasını vurdu. Afrika’lı liderlerin önünde iki temel durum var: Birincisi zengin devletlerden Afrika’ya ‘adil ticaretin yapılması’ ‘borçların iptal edilmesi’, ‘verilecek kredilerin şartsız olması’ istekleri. İkincisi ise Afrika’lı liderlerin kendi toplumlarına yönelik yolsuzluğun önlenmesi, demokratikleşme, yönetimin şeffaflaşması ve demokratik sorumluluk mekanizmalarının kurulması, çok partili seçimlerin yapılması, hukuk devletinin tesis edilmesi, eğitimin gelişmesi ve gelirin eşit bölüşümü gibi sosyal, ekonomik ve siyasal alanlarda yapılması gerekenler.
Zirveden çıkan sonuçların başında Afrika ülkelerine 50 milyar dolar yardım gelmektedir. Filistin’e 3 milyar Dolar yardım, bazı ülkelerin borçlarının iptal edilmesi, bazı ülkelerin de gerekli şartları yerine getirmesi halinde borçlarının silinmesine karar verildi. Ticaret bariyerlerinin kaldırılmasına yönelik karar alınmadı. Zirvenin önemli konularından olan global ısınmanın önlenmesine yönelik kararlar da alınmadı.
Afrika’nın temel sorunu modernleşmedir. Afrika nasıl modernleşecektir Bir ülke nasıl kalkınır? Ülkelerin kalkınma gücü kendi kaynaklarında aranmalıdır. Kaynaklar denildiğinde ekonomik kaynaklarla birlikte toplumsal kültür, toplumsal enerji, bireylerin sorunlarını çözmek için gereken bilgiler ve motivasyonlarıdır. Modernleşmenin karşısında engel olan gelenekler nelerdir? Bu geleneklerin değişmesine yönelik neler yapılmaktadır? Fakirliğin ortadan kaldırılması dış yardımla değil toplumda oluşturulacak iyi bir atmosferle mümkündür. Bu nedenle Afrika’nın yardımdan önce adalete gereksinimi vardır.
Birleşmiş Miletler Gelişime Programı verilerine göre Dünya gelirinin yüzde seksenini Dünya Nüfusunun yüzde yirmisi almaktadır. Dünya gelirinin yüzde birini ise Dünya nüfusunun yüzde bir almaktadır. Görüldüğü gibi Dünya nüfusunun yüzde yirmisi açlık ve sefalet altında yaşamaktadır. Libya’daki toplantıda Afrika devletlerinin sınırları kaldırması ve Afrika pasaportunun oluşturulması da tartışıldı. Bu konunun yaşama geçirilmesi için devletlerin kurumlaşması, iç ve dış çatışmaların ortadan kaldırılması ve Afrika’da gelir dağılımının dengelenmesi gerekir. Bu nedenle sınırların kaldırılması ve Afrika pasaportunun yaşama geçirilmesi için çok uzun bir zamanın geçmesi gerekmektedir.
Afrika’da fakirliğin önlenmesi için yapılması gerekenlerin başında teknolojinin geliştirilmesi, tarımsal üretimin artırılması, nüfus artışının kontrol edilmesi, kültür ve geleneğin gelişmelere açık hale getirilmesi, gelir dağılımının eşitlenmesi, toplumsal cinsiyet anlayışının ortadan kaldırılması ve kadınların sosyal, ekonomik ve siyasal yaşama aktif olarak katılması, örtülü kolonileşmenin de ortadan kaldırılması, çokuluslu şirketlerin, ve global güç ilişkilerinin olumsuz etkilerinin ortadan kaldırılması, ithalat ihracat dengesinin sağlanması, yabancı borçların silinmesi gelmektedir. Kapitalist üretim anlayışının dünya ticaret dengesinde yol açtığı olumsuz etkiler ortadan kaldırılmalıdır.
H.İbrahim Bahar / USAK Stratejik Gundem
Makale Kaynağı: http://www.usakgundem.com/yazarlar.php?id=79&type=6